30 Ekim 2025 Perşembe

Paris`i begendim

Parisin sokaklarinda pek fare gormedim, 1940`da Hitler burayi 12 gunde fethettiginde Fransizlarin o cikamasin diye Eyfel kulesinin kablolarini kestigini ogrendim.

Bunlari bosverelim.
Huzurlu ve mutlu hissediyorum, buyudum, olgunlastim, duruldum.
Uzun bir sure kostum ve yoruldum, belki cok yavas belki de cok hizli kostum. Beraber yola ciktiklarim artik etrafimda degiller, yalnizliga alistim.

Hayatin donemleri var kabul ettim, elimden geleni yaptim, hayatin inis ve cikisilarini kabul ettim.

Huzurlu ve mutlu hissediyorum, artik daha berrak gorebiliyorum, korkmuyorum ve bu guzel bir his.

1 sene sonrasina sozler vermiyorum, hicbir zaman durmuyorum.

Eyfel kulesinin etrafinda 1 tur dolastim, Noter Dame kilisesinin girisindeki onlarca heykele baktim, yagmur yagiyordu takmadim.

Hicbir zaman hazir  olamayacagimi dusundugum seylere coktan hazir oldugumu hayatin gidisati bana ogretti.

Zihnim karmasik degil ama bu yaziyi biraz karmasik hale getirmek istedim. Zihnim dolu, su an uluslararsi demiryollari ile ilgili bir etkinlikte calisiyorum, bir seyler yazmak istedim.

Bu arada ev alma yolculugumuz ile ilgili bir kanal acmistim, biraz tuttu gibi, komik.

Motosiklet aldim, kamera aldim, kararlar aldim. 


2 Eylül 2025 Salı

Start UP

Son 1 yil hayatimin en yogun donemlerinden birini yasadim, ayni zamanda en dolu donemlerinden biri de diyebilirim.

Multi-tasking becerimle ovunurken aldigim bir cok dersin ve hayatin hic planlamadigimiz seyleri bize gosterip yavaslamamizi tembihlemesine de bizzat sahit oldum. 

Nereden baslasam?

Viyana`ya goc etmenin etkilerini 3 kategoride toparlasak:
1- Is
2- Kultur ve dil
3- Yeniden bir hayat kurma

Bunlarin tamaminin ayri zorluklari ve ic ice gecen taraflari var. Ben ilk zamanlar halen daha onceki isimde calismaya devam etmedigimden birinci kismi cok da deneyimleyemedim. Ece icin cok daha buyuk bir mucadele oldugunu bugunden geriye baktigimda anlayabiliyorum.

Tabi is bulma surecimde bir cok mulakata girdim, Ece`nin tavsiyesi uzerine mulakat hazirliklari yapmaya yarayan bir AI botu uzerinde bir arkadasimla calismaya basladik. Buralari uzatmayayim: gunun sonunda insan kaynaklari ve ise alimcilar icin erken asama mulakat sureclerini otomatize eden bir platform olusturduk.

2 kisilik ekip oldu 7 kisi. Tam zamanli isin yaninda her boslukta ilgilenmem gereken ve asla bitmeyen bir startup backlogu da vardi. Bu sureci yonetmek oldukca zordu, iyi yaptigim ve yapamadigim seyler de oldu.

Bazi yan etkileri:

- Surekli agresif ve gergin olmam
- Aslinda pek de keyif almadan gorev odakli o isten bu ise kosmam
- Gorevleri bitirsem bile cok da rahatlayamamam
- Aileme ve arkadaslarima ayirdigim vakitten kepce kepce calmam
- Vucudumda kizariklar, sigiller, egzama gibi seylerin cikmasi

Bu olumsuzluklarin yani sira elbette guzel seyler de oldu. Yillardir icimde duran potansiyeli yansitma ve tamamen kendime ait bir sey insa etme firsati buldum. Bu his cok guzelmis, corporate hayatlarimizin ne denli toxic oldugunu ve daha guzel bir seyi kendi kendimize insaa edebilecegimizi bana gosterdi. Artik daha cesurum, networking eventleri ve sunumlarda daha rahatim.

Tabi bu anlattiklarimin bir degeri olsa da business degerine donusmesi icin yatirim-satis gibi dongulerin icine girmek gerekiyor. 

Neler olacagini bilmiyorum Mart 2026 ya kadar bu tempoda ilerlemek sonra duruma gore bakmak istiyorum.

Yeniden kurmaya calistigimiz gocmenlik surecimizde her seye re-start, bana startu-up dustu.

Saglicakla,
Mr. Zagoncu

10 Kasım 2024 Pazar

Arkadaşlık üzerine

31 yılı devirdim, 17-19 yaşlarımı çok saygıyla ve özlemle anıyorum desem yeridir. Hatta arttırıyorum: zaman algım inanılmaz değişti. Artık 10 yıl çok yıl gibi gelmiyor çünkü 31-10=21 yapıyorum ve daha dün gibi.

Ancak yıllar bende taze anılarla devam eden bir süreç olmadı. Çok fazla şeyi unutuyorum, örneğin çok düşünmeden ilkokul anılarımdan 3 tane, lise anılarımdan 5 tane veya üniversite anılarımdan 10 tane sayamam.

Kimsenin okumadığını bildiğim için burada çok üzüldüğüm bir konuyu da dile getirmek, benden gençlere tavsiyelerde bulunmak isterim. Birinin bana söylediğine göre leylekler gibi laklak etmeye ve arkadaşlarıma yeterince vakit ayırmaya özen göstermemiş olmamdan dolayı mıdır bilinmez, arkadaşlık konusunda yazacaklarım var. 

Arkadaşlık: çocukluğun ilk yıllarından beri zamansal ve mekansal bir araya gelmelerin sıklıkla tekrar etmesi ve kafanın uyuşması ile benzer kişilerle kurduğum bağ. Insanın hayali bu bağın olabildiğince devam etmesi. Ata sözleri bazı durumları mükemmel kısalıkta anlatmasıyla şahane işler çıkarıyor.

 "Gözden ırak olan gönülden ırak olur". Bu bir önerme midir? Tavsiye midir? Hayırsızlığın tanımı mıdır? Bu benim için "gözlerinden ırak olduğum arkadaşlarım gönüllerinden de beni uzaklaştırdılar" şeklinde çevirebileceğim hüzünlü bir atasözüdür.

Ama ben bu kadar az kelimeyle bu kadar öz şey söylemeyi beceremem. O yüzden sabırlı bir okuyucu olun ve attention span'ınızın azaldığı ve hatta yok olduğu bu günlerde benim hikayemi dinleyin.

Geçmişe baktığımda kendimi biraz hatalı, oldukça amatör ama çok içten ve dosdoğru görüyorum. İnsan ilişkilerinin ince ayarlarını yapmayı beceremem. Uzun yıllar boyunca çok fazla deneyimlediğim bir tecrübeyi anlatayım.  Beni hiç arayıp sormayan "eski" arkadaşlarımın düzenli olarak hatırını sormak için girişimde bulundum ve belirli bir periyottan sonra onların konuyu ilerletmemesi veya aynı şeyi bana hiç yapmamaları sebebiyle "ben mesaj atmayı bıraktığımda bitti" kategorisinde arkadaşlıklarımız sonlandı.

Bazı arkadaşlıklarım için çok çabaladım, özellikle ilkokul arkadaşlarım için bunu yaptığımı söyleyebilirim. Bu çabalarımdan hiç bir zaman sonuç almadım ve çabalarımı zamanla azalttım. 

İnsanlarla iletişim kurmada kötü değildim, etrafımda çok insan ama az arkadaşım oldu. Az arkadaşlarım da fiziksel olarak uzak olduğumuz zaman arkadaşlık ihtiyaçlarını başkaları ile doldurduklarından dolayı zamanla yok oldum.

Yok oldum diyorum çünkü hiçbir zaman arkadaşlarımı ben yok etmişim gibi gelmiyor bana. Öyle olsa şu anda bu yazıyı yazıyor olmazdım. Hiçbir zaman bir olay yaşayıp küsüp vs ayrıldığım arkadaşım olmadı, zamanla yokmuşum gibi oldu ve yok oldum, yok olmayı ben istemedim ama uzaklaştırıldım.

Burayı ağlama duvarına çevirmek istemezdim, bu konu beni halen çok üzen bir konu. Üzme derecesini şöyle açıklayayım: bir film izliyorum ve liseli 2 arkadaş çekirdek çitleyip yolda yürüyorlar, ben üzülüyorum.

İşin özeti ya ben bu arkadaşlık işini beceremedim ya da gerçekten arkadaşlık yaptığım kişiler hep hayırsızdı. Sonuç: 31 yaşındayım ve hiç yakın arkadaşım yok. 

Aslına bakarsanız buraya yazdım ve biraz rahatladım, çünkü artık arkadaşlık kelimesi bile beni hüzünlendiriyor. Bunun kolay geçeceğini veya düzeleceğini düşünmüyorum, bu duruma alıştım, böyle yaşayacağız :). 

Zaten yıllar çok hızlı geçiyor, 41, 51, 61.. Bir varmış bir yokmuşuz.

12 Temmuz 2024 Cuma

Yaş lan dım

Robot süpürge bir ileri bir geri, biraz sağa biraz sola hareket ediyor. Ben koltukta uzanıyorum, kendime uzanıyor ve anlamaya çalışıyorum. Ne zamandan beri ufak tefek ağrılar beni bu kadar korkutuyor?

Genç olamayacak kadar yaşlı, yaşlı sayılamayacak kadar gencim. Bu yaşlarımda fiziksel olarak yaşadığım irili ufaklı sıkıntıların psikolojimi alt üst edeceğini tahmin edemezdim. Düşünüyorum da bir yerim ağrıdığında ne zamandır bu kadar korkak oldum? Vesvese, endişe ve stresin uçsuz girdabında kaybolacak gibi olduğumda aklıma babamın "duvarı nem, insanı gam yıkar" sözü geliyor. Belki biraz rahatlamam gerekirken bu sefer gam'dan yıkılan insanların arasına rahatça karışabileceğimi düşünüp daha da dibe çekiliyorum.

Sağlam bir irade ve psikolojinin uzun sürede inşaa edilmiş temellerine dayanmanın ne kadar değerli olduğunu tekrar anlıyorum. Gerçekten itiraf etmeliyim böyle duyguları yaşayacağımı hiç düşünmez ve ihtimal dahi vermezdim.

____

Yeni işimin 5. ayında Viyana'daki ofisimizde youtube'dan gogol'un paltosunu dinliyorum. Issız bir adamın günlüğünde okuduğum cimriler cimrisi olma hissiyatının paltonun fiyatını duyan ana karakterin gözlerinin kararması ile ilişkili olduğunu da o zaman fark ediyorum. 

____

Şükrediyorum, umutluyum ve geleceğe karşı heyecanlıyım.

25 Kasım 2023 Cumartesi

Mozart’ın memleketi

Mozart’ın memleketinde klasik müzik çalıyor, dışarıda kar yağıyor huzur dört duvarda yayılıyor.

Otuzuncu kışımı yaşıyorum artık huysuz bir adamın günlüğünü okumuyorum. Kar taneleri düştüğü yerde eriyor, yoğun yağmur yağdığında bile bu şehir yağmurlu gibi hissettirmiyor.

Viyana’yı basitçe huzur olarak tanımlıyorum. Binlerce insam hareket ediyor ama gürültü yapmıyor, herkes birbirine selam veriyor. Aynı tramvayın hem eskisi hem yenisi ard arda geliyor ve herkes eskisine binmek istiyor.

Bazı an lar çok şey anlatıyor. Hayat gençlikle orta yaş arasında bize bir fırsat sundu, yolun yarısına gelmeden bir sapak.. Bu seçim yanında bir çok fedakarlık getirdi. Ailenin kıymetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Melankoliyi bırakalım! Bisiklet aldım ve iki tekere tekrar geçiş yaptık hatta buraya bir de fotoğraf:


Haydi kalın sağlıcakla

22 Eylül 2023 Cuma

Son Hazırlıklar

 Elimize megafon alıp sokak sokak gezmedik ama bir şekilde duyurduk etrafımıza. Neler yaptık?

  • Vizeler alındı
  • İstifa edildi veya işyerine bildirildi
  • Bir sürü check list yapıldı ve her gün bir çok tik atıldı
  • Valizler anlamlı bir şekilde dolmaya başladı
  • Kedinin aşısı yapıldı
  • Balıklar, motosiklet eşyaları, bass gitar ve severek sakladığımız bir sürü şey elden çıkarıldı
  • Sanki yazlığımız varmış gibi aslında götürmek istemediğimiz ama vermek de istemediğimiz şeyler kutulandı ve üzerine YAZLIĞA GİDECEK yazıldı.
  • Paralar çevrildi, swift mwift araştırıldı
3 haftada bir sürü şey yaptık ve sadece 3-4 gün süremiz kaldı. Uçağa binip yeni yolculuklara yelken açacağız. Çok fazla dramatize etmeye gerek yok ikimiz de köyümüzden ilk defa çıkıp Haydarpaşa tren garından İstanbulu izleyen dedelerimiz gibi olmayacağız. 

Daha önce ben 2 yıl İtalya'da yaşadım Ece ise 6 ay İspanya'da. Özetle az çok biliyoruz yurtdışında yaşamanın artılarını eksilerini yani dont worry. 

Hep fiziksel hazırlıktan bahsettim biraz da işin zihinsel tarafına bakalım. Biz çok gezmek istiyoruz ki bu yaz Sivrihisar da gördüğümüz leylek sürüsünün hakkını verelim. Biz sağlıklı yaşamak, mutlu olmak, kaygılarımızdan uzaklaşmak, kaliteli bir hayat inşaa etmek ve yeniden hayaller kurmak istiyoruz. 

Enerjimiz hiç bitmesin, tüm zorlukları beraber aşalım ve desteğe ihtiyacı olanlara destek olalım istiyoruz. Dosdoğru yaşayıp içine çok şey sığdırdığımız bir hayatı gerçekleyelim. 

Bu yazdıklarım hem içimden gelenler, hem duam, hem hedeflerim. 

Buraya yazmaya devam edebildiğim için çok mutluyum Ece kitabın ikinci baskısını istiyor. Tembellik yok!

Aynı zamanda içerik üretmek keyifli gelir belki diye ortak bir instagram sayfası açacağız ve oradan "reels" üzerinden bir şeyler paylaşacağız. Bu da biraz flu bir plan olarak kayda geçsin.

Biz çok heyecanlıyız dua edin!

12 Ağustos 2023 Cumartesi

Renkli Valiz ve Kediler

Hayvanları hep sevdim, bazen korktum ama çoğunlukla sevdim. 

Doğduğum evde 27 yıl yaşadım. Bu sürecin 10. yılında falan mahalleden komşumuz Ümit abinin Rex isminde doberman bir köpeği vardı, aşağı yukarı şöyle bir şeydi: 


Neden bilmiyorum ancak köpeği üzerimize salar "yakala Rex" derdi ve kaçacak delik arardık. Köpeklerle ilgili en kötü travmam böyle oluştu sanırım.

Kediler sokağımızın minik paydaşlarıdır, her zaman varlardı ancak hepsi sadece kediydi ve benim gözümde isimleri, tanımlamaları yoktu. 

Bir keresinde ablam sokaktan yavru bir kedi bulmuş ve eve getirmişti ancak evimizde böyle şeyler hoş karşılanmazdı. Dolayısıyla misafirlik uzun sürmedi.

Şimdi 30 yıllık bir insan olarak kediler denince gözlerimin içi gülüyor ve bunun en önemli sebebi dünyanın en vicdanlı insanı ile evli olmam galiba. Bu kök nedeni.


Kısmetim seni çok özleyeceğiz en çok da şunları:

  • Kutu gibi şeyler gördün mü hemen bir oyun parkına girmişsin gibi hareketler yapman
  • Koridorda bıraktığımız her poşetin içine girip yatman
  • Saklambaç oynaman
  • Kuyruk gibi peşimizde gezmen
  • Tuvalette uzun kalırsak kapıda miyavlaman
  • Kadife gibi tüylerinle ben yerde uzanırken yanıma yatman
  • Çocuklar çok hareketli olduğu için onlardan köşe bucak kaçman
  • Her eve gelişimizde bizi kapıda karşılaman
Ve valizlerin içine tamamen yerleşip zamk gibi yapışman. 
_______
Tıngır mıngır her yeri gezip piyasa araştırmamızı yaptık. Yıllar önce Erasmus'a gitmeden Ulustan valiz alma ve akabinde Hacı Bayram'a uğrama rutielimizi de gerçekleştirdik. Ulustaki abi acayip bilgiler verdi ancak fiyat amazon'da daha iyiydi. Sarı valizin köşesi kırık çıktı ve iade ettik, farklı olsun diyorduk ama yine aynı valizlerimiz oldu. 

Valizler bir heyecan getirdi, valizlerin kutuları da götüremeyeceğimiz eşyaların depolanması için alan.

Henüz ortada kalan çok fazla konu var, karar veremediğimiz ve karar vermenin zor olduğu. Çoğu maddi çoğu da zamansal.

Şimdi burada şifreli yazıyorum konuyu bilen biliyor. Konu netleştikçe daha da açılacatır.

Bu arada kelepir bilet bulup Şubat ayında memleket ziyareti biletleri bile alındı!
________

30 yaşında insan daha çok uyumak, daha az yemek, ama daha sakin gezmek istiyor. 
Mühendislik diplomamı alalı 8 seneyi geçti, bence rölanti devrim bitti. O kadar sektör değiştirmeme ve gap ler olmasına rağmen iyi toparladım. Kariyerim iyi gidiyor diyip konuyu kapatıyorum.

Benden geleceğe not: 

Where is my mobile phone
It is a red Iphone