6 Eylül 2013 Cuma

yaz biterken

Aralık 2010'dan beri yazıyorum bu blog sayfama. Can Dündar "yazı kendimi öğretti bana" diyordu, boşa söylenmemiş ve haklı sözler olduğunu her geçen gün bir kez daha anlıyorum.

3 senedir neler mi yazdık? Yalnızlığımızı paylaştık, öfkemiz dilimize vurdu bazen. Sevgimiz mürekkep olup aktı. Sevdiklerimiz paragrafların arasına özenle gizlendi. Yeni heveslerimiz paylaşıldı. Eski alışkanlıklar hiç bırakılmadı. Siyasi olaylardan uzak duruldu, doğruluğa yakın olundu. Ve bundan asla pişman olunmadı.  Sözün kısası Mister Zagoncu sizinle paylaştı. Size kendini anlattı ve bildiği bir şey vardı; anlattıklarında siz de kendinizden bir parça bulacak, en azından bir yaşama şahit olacaktınız.
_____

2 gün önce karanlıkta yürüdüğüm birkaç sokak bana mutlu olduğum anlarımı hatırlatmıştı. Hayatın insana neler getireceği belli olmaz dedik. Ve bunda hiç yanılmadık.
Suyun akışı diye tarif ettiğim şeyi hatırlayın. Zaman zaman ona ne  kadar kapıldığınızı, ne kadar karşı koyabildiğinizi ve ne kadar karşı koymak istediğinizi sorgulayın.

Montaigne'den denemeleri okuyun. Rafınızda bulunsun bölüm bölüm yazılmış bu kitabı kafanız estiğinizde açıp birbirinden bağımsız yazılmış bölümlerle, farklı konuların yüzyıllar önce yazılmasına rağmen halen gerçerliliği olan örneklerle nasılda güzelce anlatıldığına tanıklık edin.

Hayal edin, gerektiği zaman ağlayın. Ancak hayale dahi kendinizi kaptırmayın, gerçeklerle hayalin sınırında yürürken gerçeklerden uzaklaşmanız size zarar verir.

Benden belirli bir konu üzerine yazmamı isterseniz bana söyleyin denerim. Eski yazılarımı okumanızı da isterim.

Mr. Zagoncu
6 Eylül 2013 / Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder