Barış Manço - Ride on Miranda
Fabrikatör olan bir tanıdığım var. Aslında o ne isterse o olabiliyor, hayal ediyor ve oluyor bu kadar basit. Kimsenin onun saçmalayıp saçmalamadığını düşünüp düşünmediğini umursamıyor ve kimsenin de davranışlarını yargılamıyor.
Dikkatli yaklaşıyor her konuya, çoğu zaman net bir hayalperest. Bir peçete onun için bıyık, peçeteden bir bıyık da onun için şapka olabiliyor. Filleri çok sever, aklına estiği zamanlarda o da portatif hortumu olan bir fildir. Hortumunu her zaman yanında taşımaz. Gerek duymadığından değil, pratik biri olduğundan dolayıdır. Bence hortumunu sonradan kendi söktü ve portatif hale getirdi, çünkü pratikliğin raconu budur. Anlayamazsınız.
Tek tük sigara içer, zararlı olduğunu bilmediğinden değil, ya da çok keyif aldığından da içtiğini sanmıyorum. Ortamın raconu gereği içer sigarayı. racon onun için önemli şeydir vesselam. Yürümeyi sever, tembel değildir. Ah yoruldum vah dizlerim diye sızlanmaz yürür gider, önünü alamazsınız.
Nedenini bilmediğim şeylerin nedenini aradığımı, arayış yolunda bir yolcu olduğumu söylediğimde dalga geçmedi. Çok anlamadığı şeylerle dalga geçmez, ucundan kıyısından anlamaya çalışır, anın keyfine bakar.
Herhangi bir şeye tutkusu var mıdır bilmiyorum. Peşinden gittiği bir şey var mı, ya da arayış içinde olduğu bir olgu var mı bilmiyorum. Hayalperest birini çok sorgulayamam.
Fabrikatörlük zamanı ne kadar sürerse sürsün, inandığım şeylerin bazılarına inanmadığını bilsem de, hayatıma katkı sağlamış bir hayalperest o.
Yazının başında paylaştığım harika şarkıyı da dinlemeden etmeyin. Hatta "Nick the chopper" albümünü dinleyin :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder