30 Ağustos 2011 Salı

mevsimler geçerken

birileri yazarsa uzun süredir ilk kez, benimde yazasım gelir tekrardan uzun sürede çokuncu kez.
bu aralar çok fazla düşünmeden yaşıyor, yeni oyuncağıma alışmaya çalışıyorum. hoş yani ben sevdim. yarın akşam arkadaşlarımla bir yola çıkıyorum, değişik bir deneyim olacak, ve bir gezi günlüğü oluşturmayı planlıyorum.

gökyüzü halen üzerimizde. endişe etmene gerek yok ;)
.

ha bu arada 22 ağustosta sanki kendilerini bileklerinden zincirlencekmiş gibi gösteren arkadaşlar, sesiniz çıkmadı, yanıldık diyemediniz. "bekleyip ne olup ne olmayacağını görüp eğer seni beni etkileyen birşey varsa beraber itiraz ederiz" dediğimde yaptığınız çığırtkanlıkları hatırlayın. söylediklerim halen geçerli, birşeylerin değişmesi lazım. ve sistem içerisinde çok fazla aksak çalışan çark var. ancak yapmak gerek söylemekten çok.

20 Ağustos 2011 Cumartesi

kırmızı balık söz alır;

şiir sevmeyen takipçim olurda ben kaçırmak istermiyim. istemem.
bugün yakın arkadaşlarımdan yiğitin doğum günü. gece arayıp "feysbukta benim doğum günüm ne olarak gözüküyor la" demese unutcaktım ha. velhasılkelam (bu kelimede nasıl bişeyse) doğum günün kutlu olsun hayatıma tüm pislikleri getiren çocuk.
dünde bir sınav açıklandı hani, eski arkadaşlarımdan kazananlar oldu vs. gidebilceğin yerin hayallerimiz kadar olduğunu düşünsemde her insanın sınırları olduğunu ancak bu sınırları zorlamaktan çoğu zaman zarar gelmeyeceğinide düşünmüyor değilim.
elime aldığım kitaplara doğru düzgün davranmıyor, yarım yamalak okuyorum, toptan bir küsüverseler ne yaparım. ve  uyku düzenide önemli.
bayramdan sonra bişey yapcam. burdada olcak.

11 Ağustos 2011 Perşembe

sanırım

kimse dokunmasın diye içimde çook uzaklara sakladığım duygularım,
yanaklarım tuz kokardı açıldığında göz kapaklarım.

-
belki bu bir liseli âşık ergen yazısı, belkide biraz fazlası.
ansak sevmiştim ben- o beni ki inanırdı aşka;
şimdi ise inanacak neyi kaldı(?)
yerdeki ve gökteki maviden başka.


kaybolmuş duyguları eşeleme girişimi 1

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Açların Gözbebekleri - Nazım Hikmet Ran

Değil birkaç
değil beş on
otuz milyon

bizim!

Onlar
bizim!
Biz
onların!
Dalgalar
denizin!
Deniz
dalgaların!

Değil birkaç
değil beş on
30.000.000
30.000.000!
Açlar dizilmiş açlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
açlar dizilmiş açlar!

Bunlar!
Yürüyen parçaları
o kurak
toprakların!

Kimi
kemik
dizlerine vurarak
yuvarlak
bir karın
taşıyor!

Kimi
deri... deri!
Yalnız
yaşıyor
gözleri!
Uzaktan
simsiyah sivriliği
nokta nokta uzayıp damara batan
kocaman balı bir nalın çivisi gibi
deli gözbebekleri,
gözbebekleri!
Hele bunlar
hele bunlarda öyle bir ağrı var ki,
bunlar
öyle bakarlar ki!...
Ağrımız büyük!
büyük!
büyük!
Fakat
artık imanımıza inemez tokat!
Demirleşti bağrımız,
çünkü ağrımız
30.000.000
deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!
Ey
beni
ağzı açık
dinleyen adam!
Belki arkamdan bana
bu kalbini
haykırana
"kaçık"
diyen adam!
Sen de eğer
ötekiler
gibi kazsan,
bir mana
koyamazsan
sözlerime
bak bari gözlerime;
bunlar:
Deli gözbebekleri!
Gözbebekleri!

7 Ağustos 2011 Pazar

peki ya ne ile biter?

-kuşlar nasıl havada kalabiliyor?
-yıldızlar neden parlak?
-ağzımızdan çıkan sesler nasıl birbaşkasının kulağına gidebiliyor?
-yağmur nereden geliyor?
-suyun içinde daha uzun süre nasıl kalırım?
-insan davranışlarının temelinde ne var?

keşifler aklını yeni olasılıklara açabilen insanlar tarafından tarih boyunca gerçekleştirildi. her bir olay bir diğerini tetikledi, gerçekleşen her şey bir diğerini değiştirdi geliştirdi durdurdu veya duraklattı. değişken sayısı arttıkça hesaplamaların boyutuda karmaşıklaştı.
dar bir kaldırımda yürüyorsun, kaldırım kenarına parketmiş otomobilin kaldırıma bakan tarafındaki kapısı açılıyor, bu senin üç saniyelik duraklamana neden oluyor, senin kontrolün dışında gerçekleşen bu olay seni bir önceki olay zincirinden üç saniye daha geriye aldı, bunun anlamı; eğer duraklamamış olsaydın yol kenarında seni görüp yola doğru kaçan kedi -hepimiz biraz satanistiz- yoldan geçen arabanın fren yapmasına neden olcaktı buda arabanın kendi içerisindeki zaman dilimini etkiliyor vs. birde bunu tüm enerji sahibi olan objelere yani evrendeki tüm değişkenler üzerinde var olan büyük bir denklem büyük, bir olay zinciri olarak düşünün; herşey birbirini öyle etkiliyor ki. hayat kararlardan ibaret, hepimizin kararlarından. ve kararlarımız dışında döngüye etki eden değişkenlerden.
-küçük şey yoktur.


vereceğin her kararın neleri etkileyeceğini hesaplayamazsın, çünkü herşeyi kontrol edemezsin. sadece neleri etkileyebileceğini göz önünde bulundurmalısın, en azından birşeyleri değiştirebileceğinin ki zaten birşeyleri değiştirmekte olduğunun farkında olmalısın.

herşey bir soru ile başlar, diğer sorular ile devam eder, bir soru bir diğerini doğurur, cevaplar ise karanlık içerisinde bulacağın çatlakta gizlidir. ve bazen her yer çok karanlıktır.

find the crack
---

in a place, someone is playing guitar to someone. in another place, someone is telling stories to wind for someone. (=

2 Ağustos 2011 Salı

değil

duyarım sözü, bu sözün bir özü yok - değil
başımdaki puşi olsada aklımdaki puşi - değil
dinleyen az diye söylenecek söz yok - değil
gözündeki yaşı yüreğinden gelen ruhlar bulunmaz - değil
biliyorum bizden artık dünya içinde çok - değil
hayat çizgisi sandığın kadar düz - değil
zihnini yeni olasılıklara açmak çok zor - değil
hatralarımız var bizim unutulmaya yüz tutmuş - değil
gerçeği hayalinden daha güzel - değil
ve düşlerimiz, çok ulaşılamayacak bir yerde - değil
-------
belki şimdi aklım yerinde veya değil
uçurumdan atlarsın onunla veya değil
oyuncak olsanda pil gerekli veya değil
hayatta kalma şansım hergün elimde veya değil