Huysuz bir adamın günlüğünü okuyordum "ekinokstan bir ay sonra" başlıklı bir yazıya rastladım. Bir liste olduğu gözüme çarptı, tüm yalınlığı ile buraya aktarıyorum.
Ekinokstan bir ay sonra;
- Hayatta kalmak ne yoğun bir tutku ve ne haz verici bir eylemdir. Bir canı almanın yüreğinizdeki ve aklınızdaki izini taşımak ise bu yoğun tutku ve haz verici eylemin süregelen yolculuğunda taşımanız gereken ağır bir yüktür.
- İnsanlar yeryüzünde akıllı canlılar olarak gezerler, duyabildikleri, görebildikleri frekanslar kısıtlıdır ve pek çok fiziksel zayıflıkları bulunur. Akılları hayatta kalmak üzere programlanmıştır ancak anlaşılmaz bir biçimde bazı temel güdülerini -ki bazen bu hayatta kalmak bile olabilir - geri plana atarak seçimler de yaparlar.
- Sevmek yıpratıcı bir süreçtir. Bazı insanlar sevmek için kendilerini aşırı zorlamaya ihtiyaç duymazlar, sevmek bu insanlar için olağan bir eylemdir. Sevginin yıpratıcılığı eşit miktarda veya hiç karşılık alınamaması ile başlar.
- Bazı insanlar vefasızdır.
- Bir çok insan kendilerine değer verildiğini hissettiklerinde aynı şekilde değer vermek yerine "cepte" olan bu karşı hisler ile egolarını beslerler. Beslenen bu egolar hep karşı tarafı yıpratır. Bahsedilen bu hadise ile değer veren kişi değer verdiği kişi ile arasını açmaya karar verir ise genelde "cepte" düşüncesine sahip kişi başka birini - insanlar her ne kadar bunu inkar edecek olsalar da - manipüle ederek yine egosunu besleyecektir. Bu durum beslenecek kaynak bulunamayıp mutlak yalnızlık ile baş başa kalınmasına kadar devam eder. Doğada bu ilişkinin bir çok örneği bulunur. İnsan türünde bazıları ise bu döngü içerisine girmemek için sürekli yalnız kalmayı tercih ederler. Yalnızlık bir seçimdir, çok azları anlarlar.
- Ölümler acı verir. Bir başkasının değer verdiği kişinin ölmesi ile insanların kendi değer verdikleri kişilerin ölmesi arasında "uçurumlar" kadar fark vardır. Yakınındaki ilk ölüm ile 15 yaşın altında karşılaşan insanlarda ortak bir özellik, psikolojik sapmalar ve erken olgunlaşma sıklıkla görülür.
- Yıldızlara her zaman güvenirim, çünkü onları yıllar boyu gözlemledim ve bu gözlemlerimi yüz yıllar boyunca yıldızları gözlemleyen başka insanların yazdıkları ile pekiştirdim. Ben yıldızları bilirim.
- Gemimi iyi tanıyorum, eksik ve zayıf yönlerini biliyorum, santim santim tüm tahtalarına dokundum, anladım ve hissettim.
- Bulutlu bir gecede yıldızlar kaybolduğunda insanlar korkar ancak insanlar bana güvenirler, ben korkarım ancak ben yıldızlara güvenirim. Bazı gerçekler her zaman görünür olmak zorunda değildirler, yıldızlar oradalar ve ben bunu bilirim.
- Ekinokstan bir ay sonra susacağım ve zamanı geldiğinde gözlerinden galaksideki tüm yıldızlara bakacağım.