17 Temmuz 2014 Perşembe

hiçkimsenin alıntılarından

Kimselerin bilmediği kitaplardan alıntı yapmak isterim;

Ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. Otların canı sıkılmaz. Kurşunkalem kendini ağaç sanır. Ufuk, hüthüt kuşu. Seni bilmem, bir söylene dönüşmek için dünya. Onun için başka bir son yok. Bir söylene dönüşmek, bir söylen olmak! sonsuzluk dediğimiz budur.

Nerden başlasam yine oraya geliyorum. Ben gidiyorum. Ölüme, o büyük tümceye çalışacağım. 

'Alıntıların bile karamsar' demişti silgi, silmek isterken cümlelerimi. Ancak ümit için bir şiir yazarak ikna edebildim onu; silgiyi.

Erken yaşta ağır kitaplar okumaktı seni seyretmek
Kaçınılmaz olan o büyük tümceye yaklaşırken bedenim
Hüma kuşu aşamaz okyanusu suya bakarak
Işık olsan karanlığıma elimden tutarak

Gülümsemeyi bilen yoldaşlarımız oldu
Sisler bulvarında yürüdük günlerce hiç durmadan
Kaybettik ve kazandık, kalplerimiz doldu
Masallar anlattı bize huysuz bir adam

Hep gidiyorum, su akıyor ve fikir..
Hava serin, bir vadinin ortasındayım karanlık ve derin
Yıldızlar semada fısıldıyorken bana
Aklımda bir imge var, sen ve ben yan-yana

Günler geçti ardından o derin vadilerin
Şimdi tekrar ben, evim; denizlerdeyim
Huysuz bir adamın masallarını taşır rüzgar
Her kışın ardında yeniden bahar
_____________

Yolculuk, ahh uzayıp giden yol, ne güzeldir yürümek o yolda. Ne güzeldir olmak o yolda.