9 Şubat 2015 Pazartesi

Yirmi İkinci İsim Günümde

Her yıl daha az yazıyorum.. Gün be gün taşa dönüyor duygularım ve kalbimin etrafına duvarlar örmek için dolup taşıyor tuğlalarım.

Zaman geçiyor ve yirmi ikinci isim günüme geliyorum. Bir yıl önce ablamın isim günü hediyesi olan evliliğini anlatmıştım. Onların mutluluğu bu yıl da benim için büyük bir hediye..

Üniversite son sınıf öğrencisi olmak sandığımdan daha zor oldu. İlk dönem projeler, koşuşturmalar ve başkanlığına layık görüldüğüm Endüstri Mühendisliği Kulübü faaliyetleri ile uğraşırken geçip gitti.. Nerede çalışacağım, ne iş yapacağım, kısacası ne halt yiyeceğim belli değilken etrafımda bulunan güzel insanların desteği beni hayatın karamsar tarafından mutlu tarafına doğru çekiştirdi durdu.

Artık daha az hatırlıyorum geçmişi, detayları hemen hemen hiç hatırlayamıyorum. Bu beni oldukça üzüyor, eskiden (lise ve orta okul yıllarımda) her olayı en ince detayına kadar hatırlar, hafızamın kuvvetli olmasıyla övünürdüm. Keser dönüp, sap dönerken sanırım keserin sivri kısmı hafızamın bir kısmını da alıp götürüyor gün ve gün keser dönmeye devam ediyor.

Man Kamyon ve Otobüs A.Ş de staj yaparken bir Ergin abim vardı, onunla hep havadan sudan konuşurduk, yazılı olmayan hayat tecrübelerini laf arasında bana aktarırdı. Ve staj dediğin asıl bu derdi. Keser ne kadar dönse de kesip atamadığı bazı sözler halen aklımda. Ergin abi bir gün muhabbet kızlardan açılmışken "Bak, sen akıllı bi adama benziyosun, gençsin, gez - dolaş - eğlen - ye - iç ama yolun sonuna geldiğinde kimsenin ahını alma. Erkek adam geçmişe döndüğünde ' yaşadım, hayatımdan gelenler geçenler oldu ancak kimsenin ahını almadım' diyebilmeli" demişti.

Bu sözler söylendiğinde 2014 yılının ağustos ayıydı. Beni oldukça etkileyen bu sözleri unutamadım. Çevremdeki herkes ile olan ilişkimde buna dikkat ettim.

Yirmi ikinci isim günüme kadar bana güzel anlar yaşatan, kendi yaşadığı güzel anları da benimle paylaşan herkese teşekkür ediyorum.

Hayatınıza her kim gelir misafir olur ve vakti geldiğinde yollarınız ayrılırsa onun 'ah' ını almamaya dikkat edin.

Not: Oldum olası haz etmedim şu mizah dergilerinden desem gerçekten yalan söylemiş olurum. İlk ve orta okul yıllarımda Laklak - Gırgır gibi seviyeli ancak sağlam temele oturan mizah dergilerini gücüm yettiğince alır arkadaşlarla güle güle okurduk. Lakin zaman geçti ve bizim aldığımız mizahi içerikli dergiler de tarih oldu.. Şuan piyasada dolaşan, tamamen olaylara tek bir açıdan bakarak, işine geleni yerip, işine gelmeyene en ufak bir gönderme yapma gereği duymayan, bel altından bir cm yukarı çıkmaya gayret göstermeyen dergilerden hiç haz etmiyorum. Lisede bu boşluğumu bir süre National Geographic okuyarak doldurmaya çalışsam da üniversitede Populer Science 'ın bazı sayıları harici dergi takip etmez olmuştum.

Notun notu: Geçtiğimiz aralık ayında 'Kafa' isminde bir dergi ile tanıştım. Edebi ancak asla sıkıcı olmayan içeriği ile kafa her ay başka yazarların konuk olduğu bana göre süper bir dergi.

Son söz:

Baharı yaz uğruna tükettik
Aşkı naz uğruna
Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna
Derken ömrü tükettik
Bir hiç uğruna
Sezai Karakoç