31 Ocak 2016 Pazar

Akıllı Hikayeler

İnsanoğlu dediğimiz sapiens türümüz kaba hesap iki yüz bin yıl önce Afrika civarlarında ortaya çıkmış ve günümüzde dünanın tüm kaynaklarını akıllı olarak kullanma yeteneğine sahip olmasına rağmen yaradılışı gereği yaptığı seçimler neticesinde akılsız kaynak kullanımına gitmiş türdür.

Aynı zamanda biz insanlar gökyüzünü incelememizin ardından gezegenler, güneş sistemi, evren, galaksi, uydu ve benzeri isimler vermeye başlamış ve anlamlandırmaya çalışmışız etrafımızdaki her bir şeyi.

Gezegenlerin artık isimleri de olduğuna göre geçen zamanı da anlamlandırmak isimlendirmek gerekmiş. İçinde yaşadığımız gezegenin o parlak cisim -güneş- etrafında bir tur atması hesaplanmış ve buna bir yıl denilmiş. Bunu da çeşitli parametrelerle on ikiye bölerek aylar, dünyanın kendi etrafında dönme hesabına ise gün denilmiş..

İşte bu sebepten mütevellit ben şuan şu cümleyi kurabiliyorum:

"Bu bu sene blog sayfama yazdığım ilk yazı, ve her ay en az bir yazı yazabileyim diye bu yazıyı da ayın son günü yazmak aklıma geldi"

Hikayemden sıkılmadığınızı düşünerek devam etmek istiyorum.

Evet ben iki hafta önce bir işe girdim. Geçtiğimiz iki haftam ise oldukça keyifli geçti. Bir lojistik firmasında çalışıyorum, yine kendi okulumdan bizim bölüm mezunlarından Seda'nın vesilesiyle bu işi buldum. Ona tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda ODTÜ'de Endüstri Mühendisliği ylisans programına kabul aldım, iş ile beraber kısıtlı ders alabilecek olsam da buna da devam edeceğim. Bu aralar keyfim ve şansım yerinde gibi görünüyor.

Ah be insanoğlu 200 bin yıldır dünyadasın, ve kısıtlı ömründe bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. Aklıma Erdal Demirkıran'ın bir sözü geliyor:

4,5 milyar yıllık dünyanın 100 yıllık zaman diliminde başkalarıyla beraber bir seferlik bir şans da bana verilmiş. Bu tekrarı mümkün olmayan zaman diliminde başkalarını tekrar edemem. Bu bana göre değil, seni de bilemem.