31 Aralık 2011 Cumartesi

her yeni yıl bizim için yepyeni bir ümit

rahatlıkla söyleyebilirim ki insan güzel görünce güzel düşünüyor ve güzel düşündükçe hayatından lezzet alıyor. bu davranış biçimi bir süre sonra artık senin bir parçan oluyor ve ister istemez güzel düşünüyor ve hayatın lezzetini görebilcek bir açıklık bulabiliyorsun.
bu blogu açalı ve gönderilerimi yazmaya başlayalı 1 seneyi geçmiş. bir sene içinde çok keyifli vakit geçirdiğim, çok gururlandığım, çok yorgun olduğum, çok şaşırdığım, çok korktuğum, çok dinamik olduğum, çok üzüldüğüm ve belki birkaç damla gözyaşı döktüğüm zamanlar oldu. ancak bunların yanında beni yalnız bırakmayan birsürü insan vardı ve onlar benim yanımdaydı. öyle çok cafcaflı sözler söyleyemem -aslında söylemem. hepinize çok teşekkür ediyorum.

dün ılgaz'a gittik. güzel bir gün geçirdik. sizde arada bir kaçamak yapıp değişik yerleri görmeye gidebiliyorsanız çok şanslısınız demektir.


son olarak yeni yılın sizi hayallerinizle buluşturmasını, en azından hayallerinize daha çok yaklaşmanızda bir aracılık görevi üstlenmesini diliyorum. 
mutlu yıllar güzel insanlar :)


20 Aralık 2011 Salı

from somewhere

you should be able to articulate your dreams in a new way, and thus bring them a little closer to realty.

these words came from a paper, and may be from a free hearth :)
if you know the meaning of wind and if you have a white base you can get this meaning.

büyük şair'in doğum günü...

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?


Mehmet Akif Ersoy

18 Aralık 2011 Pazar

Bike

bu da bir pazar sabahı yazısı olsun.
gökyüzünde asılı bulutlar görünmez ipleriyle bir kukla gibi oynuyorlar. kuklacımız "rüzgar". gökyüzünün altında insanlar görmemek için direttikleri ipleriyle düzenin gerektirdiği gibi alışılagelmişliklere devam ederlerken, suyun akışının neresinde olduğunu sorguluyordur belki bazıları.
hayatım o kadar düzensizki hangi düzenin gerektirdiği düzensizliğe uyduğumu düşünmeden edemiyorum. hah birde hani önceki gönderilerimde paylaştığım ve hava attığım gitarım vardıya. bir buçuk aydır elime almadım. huzursuzum.

ve ben bi şarkı dinleyip dururum bu aralar. gülümsetirde hani.
youtube da bulamadığım için linki ekliyorum tıklarsan dinleyebilirsin.

9 Aralık 2011 Cuma

gece vakti anlamıştım olacakları, ay gümüş bir tepsi gibiydi gökyüzünde. gökyüzü yıldızlara ev sahipliği yapıyordu sonsuz gücünde. önemli olan herşey gökyüzünün altında meydana gelmeliydi ve gökyüzü dün hissettirdiğini bugün gönderdi.

ankara'ya öyle yakışırdı ki kar.

sırça bir kümeste bulursan kendini, ve yıldırımlar aydınlatıyorsa senin şehirlerini, söndür artık mumlarını.