19 Eylül 2016 Pazartesi

Yaprak Çıtırtıları

Ne zaman eylül gelse sonbaharın muhteşem güzelliği belirirdi gözlerinin içinde. Aşık olacak gibi olur, kalbi gözlerinde atar ve bir eylül akşamında yaprak çıtırtılarıyla yürürdü.

Bir Eylül ayında tanıdıklarını, unuttuklarını hatırlar, kırmızıya dönen yapraklardan yolda toplar kitaplarının arasına koyar ve unuturdu.
_____________

Az önce bir arkadaşım aradı "napıyorsun?" dedi ve ben "çalışıyorum abi sen napıyosun?" dedim. "Yuh lan perşembe günü gitmiyor musun? Sendeki de ne çalışma aşkıymış, yoksa cimrilikmi :/ neyse sen hesabını yapmışsındır" dedi ve kapattı.

_____________

Belki eskisi kadar sık yazmaya başlarım blog yazılarımı. Kafamdaki planlar işlerse belki biraz gezi yazısı falan da paylaşırım sizinle.

Ve-hasıl-kelam ben şuan işyerindeyim, son iş günüm. Tamı tamına 241 gündür çalışyorum, şimdiye kadar en uzun çalıştığım, iyisiyle kötüsüyle iş hayatıyla, iş arkadaşlarımla tanıştığım, sayesinde hiç gitmediğim yerlere gidip, hiç yemediğim yemekleri yediğim iş yerimde son günüm.

Perşembe günü gidiyorum, hazırlıklarım neredeyse tamam, Alemde bir şeklimiz olmasa da yaşamda bir duruşumuz var diyerek mütevazilik koridorunda yürüyen benden çok bir beklentiniz olmamasını rica ederim.

(NOT: Şuan bu yazıyı yazarken iş yerinden arkadaşlarım (Ebru, Semra Abla, Ebru Abla, Sevinç, Sevda, Yeşim Abla, Fatih, Mustafa Abi) bana süpriz yaparak güle güle git pastası almışlar ve 3 mumu olan bu pastayı 3 dilek tutarak üfledim. Beni çok mutlu ettiler, güzel hatırlanmak, güzel hatırlamak kadar mutluluk verici. Onlara da çok teşekkür ediyorum)


2 sene sonra veya 10 sene sonra ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yok, ancak asla ümitsiz değilim, aksine çok heyecanlı ve zımba gibi hissettiğimi söyleyebilirim. Yeni maceralar her zaman beni heyecanlandırır, yeni yol şarkıları da her zaman beni dinlendirir (tıklayınız).

Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.