Hayvanları hep sevdim, bazen korktum ama çoğunlukla sevdim.
Doğduğum evde 27 yıl yaşadım. Bu sürecin 10. yılında falan mahalleden komşumuz Ümit abinin Rex isminde doberman bir köpeği vardı, aşağı yukarı şöyle bir şeydi:
Neden bilmiyorum ancak köpeği üzerimize salar "yakala Rex" derdi ve kaçacak delik arardık. Köpeklerle ilgili en kötü travmam böyle oluştu sanırım.
Kediler sokağımızın minik paydaşlarıdır, her zaman varlardı ancak hepsi sadece kediydi ve benim gözümde isimleri, tanımlamaları yoktu.
Bir keresinde ablam sokaktan yavru bir kedi bulmuş ve eve getirmişti ancak evimizde böyle şeyler hoş karşılanmazdı. Dolayısıyla misafirlik uzun sürmedi.
Şimdi 30 yıllık bir insan olarak kediler denince gözlerimin içi gülüyor ve bunun en önemli sebebi dünyanın en vicdanlı insanı ile evli olmam galiba. Bu kök nedeni.
Kısmetim seni çok özleyeceğiz en çok da şunları:
- Kutu gibi şeyler gördün mü hemen bir oyun parkına girmişsin gibi hareketler yapman
- Koridorda bıraktığımız her poşetin içine girip yatman
- Saklambaç oynaman
- Kuyruk gibi peşimizde gezmen
- Tuvalette uzun kalırsak kapıda miyavlaman
- Kadife gibi tüylerinle ben yerde uzanırken yanıma yatman
- Çocuklar çok hareketli olduğu için onlardan köşe bucak kaçman
- Her eve gelişimizde bizi kapıda karşılaman