birşeyi yapmak için onu çok sevmelisiniz birşeyi sevmek için, ona delicesine inanmalısınız.
Che söylemiş bunu.
düşündüm ben neye inanıyorum, neyi seviyorum neyi yapıyorum.
sanırım ben delicesine inanmayı çok seviyorum, çok sevmeye inanıyorum, çok sevmeyi seviyorum ve hiçbirşeyi çok sevmiyorum.
sanırım delicesine inanmaya bayılıyorum. delicesine inanma düşüncesi bile sol tarafımda bir heyecan hissettiriyor bana, ve bu heyecanı seviyorum, heyecan verici şeyler yapmayı da seviyorum.
sanırım ben zaten sevdiğim şeylere delicesine inanabiliyor, delicesine inandığım şeyleri sevebiliyorum.
sanırım ben delicesine inanacağım şeyler bulmayı seviyorum, inandığım elimi tuttuğunda düşerek yürümeyi inanç düştüğünde onu kaldırmayı ben düştüğümde inancın elini uzatmasını seviyorum, ve beraber uçurumun kenarında yürümeyi inancımla.
sen bana delicesine inanacağım birşeyler verirmisin? ve zaten sanırım ben ne kadar uzaksa kavuşmamız aklıma da yatıyorsa o kadar güzel inanıyorum.
aslında bilmiyorum. her gördüğüm gözün yardımına ihtiyacım oluyor ve onlar bilmesede bana yardımcı oluyorlar bilmedikleri inançlarımda. ve bazı gözlerin içine bakmak istiyorum hiçbirşey söylemeden ve farkında olmadan yardımcı olsunlar diye.
Binamızın bahçesinde bulunan ve binamızın altına yeni açılacak dükkanın tabelası gözküsün diye bugün yarısı kesilen, çocukken saklanbaç oynarken üzerine çıktığım ağaç. neden duyamadım sesini sen kesilirken. inan orada olsam sana bunu yaptırmazdım. özür dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder