17 Ekim 2011 Pazartesi

pastil havasında bir yazı

eh gün boyu kampüs içerisinde hasta hasta elimde çayla boynumda puşiyle zaman zamanda kafamda bereyle dolaştım durdum. ama her işte olduğu gibi bununda geçmişine inmek lazım;
11ekimsalı: mister zagoncu 7.47 de kalkar. çünkü o çift rakamla biten saatlerde kalkmayı sevmez. mesela kaltı saat 7.46 mı yatar içinden altmışa kadar sayar geri kalkar. herneyse. karar verir okula motorsikletle gidicek (okul ile ev arası 33km). hava kapalıdır, hafiften serindir, rüzgarlıdır. türlü türlü yol bilgisizliğiyle okula ulaşır ve aslında 32.6km olduğunu anlar. dönüş ise çok çetindir, hafif yağış altında, yerler yaş ve soğukla savaşarak eve döner -ki dönüş 35km dir.
13ekimperşembe: mister zagoncu sabah ne yaptı bilinmez, ben bile hatırlamıyorum. akşam iki ders için okula gider. okuldan döner.

14ekimcuma: mister zagoncu motorsiklet grubuyla bir hastanede lösemili çocuklar için toplanan yardımı iletmek için arkadaşlarına katılacaktır. sabahtan bass gitarıyla biraz zaman geçirir ve öğleden sonra keyifli bir yolculukla (giderken hafiften burnu felan akarak) organizasyonu gerçekleştirirler.

 
birde bu çocuğunn bazı arkadaşları var "abi ne zamandır sarvenle beraberiz bi fotoğraf çektiremedik" diyince kırmazlar onu.

dönüşteyse gözlerinin altı çökmüş burnunu çeke çeke "şifayı kapmış" denilen olayla bütünlenmiştir. o gün bu gündür bu çocuk hastadır. ilaç içmez. ancak dua ederseniz iyileşir belki.

birde hani birşey üzerine düşünürsün ve aklına takılan birşeyler olurya, hah işte bende ona kafayı takmış durumdayım benimle paylaşsana beraber düşünce üretiriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder