Konu başlığının yazmak istediğim şeylerle ilgisi olmayan bir yazıya bu cümle ile başlamaya karar verdim. Konu başlığına ise odamda raflarda duvarda masada duran onlarca ıvır zıvır arasına giren yaprak şeklinde Yüzüklerin Efendisi serisinde kullanılan broş vesile oldu. Aslında ben her yazımda bu bahsi geçen ıvır zıvırları gizli olarak işliyorum, kimse bulsun diye değil, kendim unuttuğumda hatırlayayım diye.
Ben kendimi iletişim yönünde iyi bir insan olarak bilirdim. Huysuz bir adamdan edindiğim huysuzluklarımı, mantıksızlığa karşı belli bir süre sonra ortaya çıkan öfkemi ve keçi gibi inadımı bir kenara koyarsam eğer evet evet iletişim yönünden iyi bir insanım. Bu aslında çok eskiye dayanır, mahallenin konuşmadığım bebesi kalmamasıyla beraber artık ufak sokak maçlarını organize etmeye, taso turnuvaları düzenlemeye, ve büyüdükçe keşfettiğim mahallemin sınırlarında gezip yeni insanlar (hatta belki komik gelebilir ama belli başlı yeni hayvanlarla) tanışırdım.
Lise yıllarımda bazen Kızılay'da bir bankta oturur insanları seyreder, insanların konuşmalarına ister istemez kulak misafiri olduğum zamanlar da birbirleriyle nasıl iletişim kurduklarını kendimce eleştirel bir yaklaşımla gözlemlemeye çalışırdım. Yazmaya başladıktan sonra kelimelerimi daha özenle seçer oldum. Konuşmak yazmanın aksine daha spontane geliştiği için "backspace" tuşuna basıp bazı şeyleri geri alamadığım zamanların hatırına telefonlar yaygınlaştı da herşeyi whatsappdan konuşur olduk.
Yahu tamam konuşuyoruz ama biraz dilimize dikkat etmemiz gerekmez mi? Samimeyet başka bir şey belki ama henüz yeni tanıdığınız hatta hiç tanımadığınız belki tanımaya hiç fırsat bulamayacağınız insanlarla 'sanki o insanı tanımak hiç umurunuzda değilmiş' gibi konuşmak da nesi?
İşte bu son yazdıklarım içimde ukde kalanlar. Biraz yeni gelişmelerden bahsedecek olursam evet en son -aslında ilk profesyonel- işimden ayrıldım. Başka bir firmayla görüşüyorum ancak onun sonucu da muallakta. Tüm yeni yabancı dizileri takip ediyorum, izlemediğim film kalmadı. Evet, asla hayal bile edemeyeceğim, ilerde hatırladıkça çok güleceğim bir zaman dilimi içerisindeyim. Allah kolaylık versin.
Güzel şeyler paylaşmaya değmez mi? Güzel insanlar güzel şeyler paylaşmaz mı? Teşekkürler :
Ben yeterince iyi değilim, tamamen kötü de değilim. güven vermiyorum ama umursamaz da değilim.kaçmıyorum, durmuyorum da. sarhoş gezmiyorum, ama her an ayık da değilim. bağımlı değilim, kaçabilecek kadar da özgür değilim. politik değilim ama tarafsız da değilim. umutsuz da değilim, sonsuz da değilim.camus gibi yaşamın bir adım uzağında, ölümün bir koşu yakınındayım.
Tezer Özlü
2 yorum:
Mister bey elinize sağlık işten neden atıldınız acaba?
Hayır atilmadim ben ayrıldım. Ayrılırken de tahmin edemeyeceğim kadar yoğun duygular yaşadım. Bikaç gün içinde o yoğun duygular uzaklaştı.
Iş bana göre oldukça az yogundu buna ayak uydurmadım .
Yorum Gönder