Son iki aydır kütüphane mağduruyum. Derslerin de bitmesi ile beraber sabah 8am kütüphane çalışanları ile açılış, pek uykulu isem kahve makinesinden bir kahve almam ve ardından ders çalışmaya başlamak..
Tam üç dolunay olmuş yazmayalı buraya. Biraz durulduk, sınav sonuçlarını da bekliyoruz derken yazasım tuttu. Şu an yazdığım masanın da fotoğrafını paylaşıp anlatmaya başlıyorum.

Burası gerçekten çok güzel bir şehir. Mesela geçen gün Sefa ile bir konuda konuşuyorum "aa sinemaya gitsenize" dedi ben bir şaşırdım. Bir insan niye sinemaya gitsin diye değil, ama gerçeklik şu: Ankara'da etkinlikler (buluşmalar, yeme içme, takılma) hep avm lerde oluyor. Bunun çok önemli bir nedenleri şehrin kışın soğuk olması, avm kütlürünün on yıl içerisinde iyice oturmuş olması, talep de görmesi, çoluk çocuk gelindiğinde güvenli olması. Ama benim için zaten oldukça tiksindirici olan bu kapitalizm şatoları daha da kötü hale geldi..
(Şu an bu farsça şarkıyı dinliyorum)
Burada şehrin içinde bizim avm ler gibi sayılabilecek belki bir iki yer var ancak kimse arkadaşlarıyla buluşmak için avm ye gitmiyor, yemek yemek için avm ye gitmiyor, ne yapayım ne edeyim diye düşünüp zoraki sinema,lazer tag, bowling zorlanmıyor..
Son dolunayı izlediğim yerden size bahsetmek istiyorum ismi "Arco Della Pace". Burada kışın kimseleri göremesek de yaz akşamları hiç yoksa gece 1e kadar insan dolu. Ama insan dolu derken tıklık tıklım kalabalıktan bahsetmiyorum (örneğin bir cuma akşamı seğmenlerde oturacak yer arayıp iki ağaç olsun da altında oturalım ve rahat edelim diye gidiyoruz, ancak cool takıldığımız seğmenler parkı gerçekten o kalabalıkta cool olmuyor, ancak elimizdeki en güzel seçenek tabi orası ayrı).
![]() |
Parco Sempione tarafından görünümü |
Şehrin hemen hemen tam ortasında olan Arco, Sempione parkının sonunda yer alıyor. Sempione parkının bir diğer ucunda ise Castello Sforzesco bulunuyor. Sağ tarafa eklediğim ikinci fotoğraftan Arco nun ortasından ileriye doğru baktığınızda Sempione parkı ve Sforzesco kalesi görünmekte. Oldukça keyifli bir manzara.
Resimde görünen tramvay benim evme gidiyor. Son durağı olan piazza castelli'de inerseniz beklerim.
![]() |
Diğer taraftan görünümü |
Aslında buranın güzelliği yediğiniz içtiğiniz veya gördüğünüz şeyler değil. Her şeyin bir uyum içerisinde olması. Güzel bir şehirde yaşadığınızı hissetmeniz. Sokakların açılarından tutun da, önünüzden geçen tramvay, ağaçlar.. Her şey bir uyum içinde. Ama bu rastgele olan bir şey değil, her şeyin uyum içinde olması için, daha güzel olması için çaba gösterilmiş ve bir emeğin sonucu.
Son dolunayı Arco da seyrettim, gün batımını orada yakaladım bir sonraki dolunayda Türkiye de olacağım.
Seneye nerede kalacağım henüz belli değil, ama şuan bu satırları yazdığım evden ayrılacağım. Hiç bir sınavım henüz açıklanmadı ve bu sebepten henüz dönüş bileti de almadım. Bir kontrol manyağı olarak belirsizlikler beni çok tedirgin ederdi, ancak ona da alıştım.
Bir sürü şeye alışmak bir büyüme işareti mi?..
Edit: böyle bir şarkı varmış hiç unutmak istemiyorum "Yusuf - Cat Stevens / Father and Son"
![]() |
Bir kış gecesi Arco della Pace |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder