30 Aralık 2022 Cuma

Zamanla barışmak

Bir zamanlar amansız hayallerle büyük adam olmak, büyük işler yapmak ve zaman içerisinde dans etmek isterdim. İstediklerimizin yüzde kaçı gerçek oluyor? Yüzde kaçı bizim için çok önemliydi de bunun yüzde kaçı için bir şeyler yaptık!


Ah mühendis kafam, bırak şu analitiği artık! Yazmaktan uzaklaştıkça -ki en çok da 29'uncu isim günümde yazmadan 30 olacağıma yanarım- deliliği kucaklamaya başladığımı düşünüyorum.

Ecnebilerin "overthinking" diye adlandırdığı bu meret benim hassas ve güçlü olduğunu düşündüğüm empati algısının çok da ötesinde bir yerde hayatıma saplanıyor. Belki de seçimler üzerine bu kadar düşünmemeli insan. Belki de daha fazla düşünmeli bilemiyorum.

Gördüğüm şu ki zaman ve zamanla elimize geçenler zaman ile beraber bizden uzaklaşır. İnsan her zaman yaptıklarından değil de yapmadıklarından pişman olur. Bazı şeyleri zamanla anlar, kıymeti, sevmeyi, aileyi, sağlığı.

Vücut şekli değişir, kırışıklıklar artar, dayanıklı ve enerji düşer, olgunluk ve deneyim artar. Birinden birini seç deseler hep derim 19 yaşıma dönmek isterim. 

Daha bugün anlattım dedim ki "altımda motosikletim, sırtımda gitar çantam ile sadece 500 metre uzağa motosiklet ile giderdim". Çok havalı olduğumu düşünürdüm. Dedi ki "havalıymışsın zaten". 

O beni çok özledim. O zaman olmayan bir çok şeye sahibim ve o zaman sahip olduğum pek az şey şimdi benimle.

Bazen düşünmek için kendime zaman veririm ve düşünürüm. Ne yapmamalıydım diye düşünürüm. "breaking change" diye adlandırdığımız versiyon geçişlerinde geriye uyumluluğu bozacak her türlü anı kafamda canlandırırım. Bu beni biraz üzer, oldukça da hüzünlendirir. Ne yapalım deyip güçlü bir tavır takınmaya çalışır ve hayata devam ederim.

Hayata devam etmediğini söyleyenler de hayata devam eder zaten. Ben hayata devam ettiğimi söyler ve omuzlarımdaki yük ile yürürüm, korkmam, üzülürüm, kaçmam.

Keşkeler bizim bir parçamızdır.

30 yaşında insanın kaç arkadaşı kalır? Kaç arkadaşı vardır? Kaç yeni arkadaşı olur? Keşke geçmişten kalan çok arkadaşım olsaydı dediğim zamanlar oluyor. Bir bir yollar ayrılıyor bunu görüyorum ve hayatıma yeni bir insan sokmak oldukça zor geliyor. Zaten istemiyorum da, bu insanı yalnızlığa sürükleyen bir yolculuk mudur yoksa hayat arkadaşlığının yeterliliğinden mi kaynaklanır. Sağlıklı olan hangisidir ve kime göre sağlıklıdır.

Özetle demek istediğim şu: ilkokul, lise, üniversite, yüksek lisans derken aslında paralel evrende dostluğumuzun baki olabileceğini düşündüğüm insanlar ile yollarım ayrıldığı için de ayrıca üzülürüm. Ben ne çok üzülüyormuşum bunu anladım ve buna da üzüldüm. Halbuki 17 yaşımda bu blog sayfasını hayallerimi yazma ve bunları gerçek kılmak, aynı zamanda bir iz bırakmak için yazmıştım. 

Evet insan değişir, yüreği daima aynı kalır!

30.12.2022-Ankara
Zagoncu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder