25 Kasım 2023 Cumartesi

Mozart’ın memleketi

Mozart’ın memleketinde klasik müzik çalıyor, dışarıda kar yağıyor huzur dört duvarda yayılıyor.

Otuzuncu kışımı yaşıyorum artık huysuz bir adamın günlüğünü okumuyorum. Kar taneleri düştüğü yerde eriyor, yoğun yağmur yağdığında bile bu şehir yağmurlu gibi hissettirmiyor.

Viyana’yı basitçe huzur olarak tanımlıyorum. Binlerce insam hareket ediyor ama gürültü yapmıyor, herkes birbirine selam veriyor. Aynı tramvayın hem eskisi hem yenisi ard arda geliyor ve herkes eskisine binmek istiyor.

Bazı an lar çok şey anlatıyor. Hayat gençlikle orta yaş arasında bize bir fırsat sundu, yolun yarısına gelmeden bir sapak.. Bu seçim yanında bir çok fedakarlık getirdi. Ailenin kıymetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Melankoliyi bırakalım! Bisiklet aldım ve iki tekere tekrar geçiş yaptık hatta buraya bir de fotoğraf:


Haydi kalın sağlıcakla

22 Eylül 2023 Cuma

Son Hazırlıklar

 Elimize megafon alıp sokak sokak gezmedik ama bir şekilde duyurduk etrafımıza. Neler yaptık?

  • Vizeler alındı
  • İstifa edildi veya işyerine bildirildi
  • Bir sürü check list yapıldı ve her gün bir çok tik atıldı
  • Valizler anlamlı bir şekilde dolmaya başladı
  • Kedinin aşısı yapıldı
  • Balıklar, motosiklet eşyaları, bass gitar ve severek sakladığımız bir sürü şey elden çıkarıldı
  • Sanki yazlığımız varmış gibi aslında götürmek istemediğimiz ama vermek de istemediğimiz şeyler kutulandı ve üzerine YAZLIĞA GİDECEK yazıldı.
  • Paralar çevrildi, swift mwift araştırıldı
3 haftada bir sürü şey yaptık ve sadece 3-4 gün süremiz kaldı. Uçağa binip yeni yolculuklara yelken açacağız. Çok fazla dramatize etmeye gerek yok ikimiz de köyümüzden ilk defa çıkıp Haydarpaşa tren garından İstanbulu izleyen dedelerimiz gibi olmayacağız. 

Daha önce ben 2 yıl İtalya'da yaşadım Ece ise 6 ay İspanya'da. Özetle az çok biliyoruz yurtdışında yaşamanın artılarını eksilerini yani dont worry. 

Hep fiziksel hazırlıktan bahsettim biraz da işin zihinsel tarafına bakalım. Biz çok gezmek istiyoruz ki bu yaz Sivrihisar da gördüğümüz leylek sürüsünün hakkını verelim. Biz sağlıklı yaşamak, mutlu olmak, kaygılarımızdan uzaklaşmak, kaliteli bir hayat inşaa etmek ve yeniden hayaller kurmak istiyoruz. 

Enerjimiz hiç bitmesin, tüm zorlukları beraber aşalım ve desteğe ihtiyacı olanlara destek olalım istiyoruz. Dosdoğru yaşayıp içine çok şey sığdırdığımız bir hayatı gerçekleyelim. 

Bu yazdıklarım hem içimden gelenler, hem duam, hem hedeflerim. 

Buraya yazmaya devam edebildiğim için çok mutluyum Ece kitabın ikinci baskısını istiyor. Tembellik yok!

Aynı zamanda içerik üretmek keyifli gelir belki diye ortak bir instagram sayfası açacağız ve oradan "reels" üzerinden bir şeyler paylaşacağız. Bu da biraz flu bir plan olarak kayda geçsin.

Biz çok heyecanlıyız dua edin!

12 Ağustos 2023 Cumartesi

Renkli Valiz ve Kediler

Hayvanları hep sevdim, bazen korktum ama çoğunlukla sevdim. 

Doğduğum evde 27 yıl yaşadım. Bu sürecin 10. yılında falan mahalleden komşumuz Ümit abinin Rex isminde doberman bir köpeği vardı, aşağı yukarı şöyle bir şeydi: 


Neden bilmiyorum ancak köpeği üzerimize salar "yakala Rex" derdi ve kaçacak delik arardık. Köpeklerle ilgili en kötü travmam böyle oluştu sanırım.

Kediler sokağımızın minik paydaşlarıdır, her zaman varlardı ancak hepsi sadece kediydi ve benim gözümde isimleri, tanımlamaları yoktu. 

Bir keresinde ablam sokaktan yavru bir kedi bulmuş ve eve getirmişti ancak evimizde böyle şeyler hoş karşılanmazdı. Dolayısıyla misafirlik uzun sürmedi.

Şimdi 30 yıllık bir insan olarak kediler denince gözlerimin içi gülüyor ve bunun en önemli sebebi dünyanın en vicdanlı insanı ile evli olmam galiba. Bu kök nedeni.


Kısmetim seni çok özleyeceğiz en çok da şunları:

  • Kutu gibi şeyler gördün mü hemen bir oyun parkına girmişsin gibi hareketler yapman
  • Koridorda bıraktığımız her poşetin içine girip yatman
  • Saklambaç oynaman
  • Kuyruk gibi peşimizde gezmen
  • Tuvalette uzun kalırsak kapıda miyavlaman
  • Kadife gibi tüylerinle ben yerde uzanırken yanıma yatman
  • Çocuklar çok hareketli olduğu için onlardan köşe bucak kaçman
  • Her eve gelişimizde bizi kapıda karşılaman
Ve valizlerin içine tamamen yerleşip zamk gibi yapışman. 
_______
Tıngır mıngır her yeri gezip piyasa araştırmamızı yaptık. Yıllar önce Erasmus'a gitmeden Ulustan valiz alma ve akabinde Hacı Bayram'a uğrama rutielimizi de gerçekleştirdik. Ulustaki abi acayip bilgiler verdi ancak fiyat amazon'da daha iyiydi. Sarı valizin köşesi kırık çıktı ve iade ettik, farklı olsun diyorduk ama yine aynı valizlerimiz oldu. 

Valizler bir heyecan getirdi, valizlerin kutuları da götüremeyeceğimiz eşyaların depolanması için alan.

Henüz ortada kalan çok fazla konu var, karar veremediğimiz ve karar vermenin zor olduğu. Çoğu maddi çoğu da zamansal.

Şimdi burada şifreli yazıyorum konuyu bilen biliyor. Konu netleştikçe daha da açılacatır.

Bu arada kelepir bilet bulup Şubat ayında memleket ziyareti biletleri bile alındı!
________

30 yaşında insan daha çok uyumak, daha az yemek, ama daha sakin gezmek istiyor. 
Mühendislik diplomamı alalı 8 seneyi geçti, bence rölanti devrim bitti. O kadar sektör değiştirmeme ve gap ler olmasına rağmen iyi toparladım. Kariyerim iyi gidiyor diyip konuyu kapatıyorum.

Benden geleceğe not: 

Where is my mobile phone
It is a red Iphone

9 Şubat 2023 Perşembe

Otuzuncu İsim Günümde

 Depremin üçüncü günü de tamamlandı. Halen kurtarılanlar oluyor ancak durum oldukça kötü.

Yazılım sektöründe çalışan binlerce Türk ün de destek olduğu bazı uygulamalar geliştirildi ve hem AFAD hem STK lar tarafında kullanıldı.

afet.orgafetharita.comdepremyardim.comdeprem.ioafetbilgi.combeniyiyim.com

Bugünden sonra oradaki lojistik ihtiyaçların ve yardımların organize edilmesi çözülmesi gereken en büyük sorun olacak.

__

3 ile başlayan yaşlara da geldik nihayet. Korku seviyem yükseldi, aslında bu korku genel bir korkudur. Yaşlanma korkusu değil, sevdiklerinin de yaşlanmasına yönelik korku, artık hayallerimi gerçekleştirmek için daha az vaktim var gibi hissediyorum.

Yaşadığım en buruk donuk ve duruk doğum günü olabilir. İşten bile yarım günlüğüne izin aldım. Bugün Eceye anlattım; aslında hayal ettiğim düşündüğüm ve başarabileceğimi umduğum çoğu şeyi başaramamışım veya sadece ufak bir adım atıp bırakmışım. Belki çok fazla şey istedim belki de istediğim şeyler benim için çok fazlaydı. Bunları bilemiyorum. 

Ankara'ya bir miktar kar yağdı ve çatılar bembeyaz oldu, şehrin griliğini biraz örttü diyelim.. 

Mülakatlar, yeni şehirler, yeni ülkeler, hastalıklar, karavan, tatil, kariyer.. 

Yapacak o kadar çok şey ama aktaracak o kadar az kaynak var ki. Önceliklendirme ve mutluluk dolu bir yıl diliyorum bize. Çünkü en çok ihtiyacımız olan biraz huzur, biraz mutluluk. Komplikasyonlardan olabildiğince kaçmak istiyorum, deprem/pandemi/siyaset/ekonomi...

Son olarak da sağlık diliyorum, 26 aylık abone olduğumuz spor salonuna henüz 26 defa gitmedik, ama bu bizim ayıbımız değil akdere'nin ayıbı. 

Çekiç Kafa
Ankara

7 Şubat 2023 Salı

Deprem

 Dün gece 04:17 civarında Ankara'daki evimizde sarsıntı ile uyandık. Biraz şiddetliydi ama kısa sürdü. Akabinde öğrendik ki 7.8 (veya 7.4) büyüklüğünde Hatay civarında bir deprem olmuş.

Son yüz yılın en büyük ikinci depremi olduğu söyleniyor. Haberler çok kötüydü ve Maraş-Antep-Adana-Hatay ve çevre illerde çok büyük hasarlar var. Sabah saatlerinden itibaren ülkede sivil toplum ve devlet organizasyonları yapılmaya başlandı.


Ben işe gitmiştim. Mahall Ankara'nın 15. katında öğle saatlerinde Ece ile telefonda konuşurken tekrar bir deprem oldu. Bu da 7.6 şiddetinde Maraş merkezli çok uzun süren bir depremdi. Yüksek katta olmamız hasebiyle baya bir sallandık, baya bir korktuk, baya bir üzüldük.

Biz ki yüzlerce kilometre uzaktan korkacak duruma geldik, yüzlerde bina o anda yıkıldı, binlerce can da beraberinde yok oldu.

Depremin 20. saatindeyiz, artçı ile beraber çok büyük kayıplar olduğu açıklanıyor. Sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla durum içler acısı. Ahbap en büyük toplumsal organizasyon rolünü üstleniyor. İnsanlar enkaz altından twit atıyor, story atıyor adres vererek kurtarılmayı bekliyorlar. Allah hepsinin yardımcısı olsun.

İlk 20 saat bitti, 9. saatinde gerçekleşen çok büyük bir artçı ile depremin etkisi çok daha arttı. Çok yoğun farklı duygular yaşıyorum kelimelere dökmem imkansız ama ömrüm olursa bunu hatırlamak istiyorum. Az önce açıklanan rakamlara göre 6300'den fazla bina yıkılmış, 2300 den fazla ölüm var. GaziAntep belediye başkanı 1 milyon insanın dışarıda olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra hava koşulları da hiç müsait değil, elektrikler yok, arama kurtarma faaliyetleri tüm çabalara rağmen yetersiz kalıyor çünkü etkilenen bölge sayısı inanılmaz büyük. Ana yollar ve havalimanları da hasarlanmış durumda.

Allah milletimizin ve afette zarar gören herkesin yardımcısı olsun. Bu acıyı hayal bile edemem, hayal etmeye çalıştığımda bile nefessiz kalıyorum. 

30 Aralık 2022 Cuma

Zamanla barışmak

Bir zamanlar amansız hayallerle büyük adam olmak, büyük işler yapmak ve zaman içerisinde dans etmek isterdim. İstediklerimizin yüzde kaçı gerçek oluyor? Yüzde kaçı bizim için çok önemliydi de bunun yüzde kaçı için bir şeyler yaptık!


Ah mühendis kafam, bırak şu analitiği artık! Yazmaktan uzaklaştıkça -ki en çok da 29'uncu isim günümde yazmadan 30 olacağıma yanarım- deliliği kucaklamaya başladığımı düşünüyorum.

Ecnebilerin "overthinking" diye adlandırdığı bu meret benim hassas ve güçlü olduğunu düşündüğüm empati algısının çok da ötesinde bir yerde hayatıma saplanıyor. Belki de seçimler üzerine bu kadar düşünmemeli insan. Belki de daha fazla düşünmeli bilemiyorum.

Gördüğüm şu ki zaman ve zamanla elimize geçenler zaman ile beraber bizden uzaklaşır. İnsan her zaman yaptıklarından değil de yapmadıklarından pişman olur. Bazı şeyleri zamanla anlar, kıymeti, sevmeyi, aileyi, sağlığı.

Vücut şekli değişir, kırışıklıklar artar, dayanıklı ve enerji düşer, olgunluk ve deneyim artar. Birinden birini seç deseler hep derim 19 yaşıma dönmek isterim. 

Daha bugün anlattım dedim ki "altımda motosikletim, sırtımda gitar çantam ile sadece 500 metre uzağa motosiklet ile giderdim". Çok havalı olduğumu düşünürdüm. Dedi ki "havalıymışsın zaten". 

O beni çok özledim. O zaman olmayan bir çok şeye sahibim ve o zaman sahip olduğum pek az şey şimdi benimle.

Bazen düşünmek için kendime zaman veririm ve düşünürüm. Ne yapmamalıydım diye düşünürüm. "breaking change" diye adlandırdığımız versiyon geçişlerinde geriye uyumluluğu bozacak her türlü anı kafamda canlandırırım. Bu beni biraz üzer, oldukça da hüzünlendirir. Ne yapalım deyip güçlü bir tavır takınmaya çalışır ve hayata devam ederim.

Hayata devam etmediğini söyleyenler de hayata devam eder zaten. Ben hayata devam ettiğimi söyler ve omuzlarımdaki yük ile yürürüm, korkmam, üzülürüm, kaçmam.

Keşkeler bizim bir parçamızdır.

30 yaşında insanın kaç arkadaşı kalır? Kaç arkadaşı vardır? Kaç yeni arkadaşı olur? Keşke geçmişten kalan çok arkadaşım olsaydı dediğim zamanlar oluyor. Bir bir yollar ayrılıyor bunu görüyorum ve hayatıma yeni bir insan sokmak oldukça zor geliyor. Zaten istemiyorum da, bu insanı yalnızlığa sürükleyen bir yolculuk mudur yoksa hayat arkadaşlığının yeterliliğinden mi kaynaklanır. Sağlıklı olan hangisidir ve kime göre sağlıklıdır.

Özetle demek istediğim şu: ilkokul, lise, üniversite, yüksek lisans derken aslında paralel evrende dostluğumuzun baki olabileceğini düşündüğüm insanlar ile yollarım ayrıldığı için de ayrıca üzülürüm. Ben ne çok üzülüyormuşum bunu anladım ve buna da üzüldüm. Halbuki 17 yaşımda bu blog sayfasını hayallerimi yazma ve bunları gerçek kılmak, aynı zamanda bir iz bırakmak için yazmıştım. 

Evet insan değişir, yüreği daima aynı kalır!

30.12.2022-Ankara
Zagoncu

14 Şubat 2021 Pazar

28. İsim Günümde

 Yıllar yılları kovalıyor 2 ile başlayan yaşlardan korkarken 3 ile başlayan yaşlar bizi kendine çağırıyor. Bir yandan yaşıyor olmanın, refah ve huzur seviyemizin artmasının keyfini sürdüğümden dolayı şükrediyorum lakin bir yandan da yaşlanıyor olmanın getirdiği ürkütücü bir durum söz konusu. Hayallerimden gitgide uzaklaşıyor muyum yoksa mevcut düzenime daha uygun hayaller mi kurmaya çalışıyorum bilmiyorum. Bir sürü ikilem içerisinde insan yaşayıp gidiyor. 

Bazen cheesecake yapıyor 


Yeri geliyor zamanın imkan verdiği kadar hayalleriyle kucaklaşıyor


Bu yılın en büyük olayı evlenmiş olmamdır. Çok uzun uzun yazamayacağım ama mutluyum, huzurluyum. Her işimiz çok kolay oldu çok güzel bir şekilde tüm zorlulukları beraberce atlattık, ailelerimiz de bizlere destek oldular hiçbir konuda yalnız hissetmedik. Ne kadar şanslıyım desem azdır. 

Pandemi hayatımızı nasıl da değiştirdi, neredeyse 1 sene olacak kısıtlamalar ve maske ile yaşamaya alıştık. Hatta 2-3 aydır haftasonları sokağa çıkma yasağı  var hafta içleri ise 21:00 dan sonra çıkmak yasak. 

Kısmet biraz rahatsızlandı, ocak ayından beri başında yara çıkıyor biraz iyileşiyor. Alerjik mama falan da kullandık ama ne olduğunu henüz tam anlayamadık. Doktorlar da derdimize bir çare bulamadı.

Artık iki kişilik yaşayıp iki kişilik düşünmek gerekiyor, bu hiç yorucu değil aksine çok keyifli. Ama bazen aklım geride bıraktıklarımda (aslında geride değil de önceki düzenimde daha iç içe olduklarımda) kalıyor. Örneğin ananem, annem, babam ne yapıyorlar nasıl idare ediyorlar mutlular mı sorunları var mı açlar mı toklar mı diye düşünmeden edemiyorum. Ailenin yönetimi veya idamesi bende olmasa dahi bu konuda çok yüksek sorumluluk hissediyordum (neredeyse üniversite yıllarımın başlarından beri).

Şimdi yine önümüzde bir sürü seçim bizi bekliyor. Yaşadığımız şehrin, ülkenin şartları ve gelecek planlarımız ne kadar örtüşür neler değişir tam kestiremiyorum. Akademik eğitimler, köy hayatı, karavan hayatı hayalleri. Daha adil ve düzenli bir yerde yaşama istekleri bizi nereye sürükleyecek bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey var ne olursa olsun güzel olacak, sevgi insanları bir arada ve güçlü tutacak. 

4,5 milyar yıllık dünyada 28 yıl yaşadım diye havalara da girdik ya hadi bakalım :)