şuanda gerçekten yazmak istedim. hemde birsürü ellerim ağrıyıncaya kadar. ve bir tepede olsam rüzgarıda hissetsem güzel olurdu hani.ama yakındır birçoklarının tarihi.
bizim çerkez komşularımız var. bunlar bir ayrı. geçen sene ölen babalarının hayrına bir senedir birsürü şey dağıttılar. senesi geldiğinde ise tüm sülale toplandı yine. bildiğim kadarıyla bizim ailelerde yok pek öyle bir bağlılık. beni her seferinde şaşırtıyorlar gülümsetiyorlar. tabi bende her ihtiyaçları olduğunda yanlarındayım.
zamanında marlise söylediğim birşeyi size de söyleyeyim. belki gider hoşunuza; geceleyin yatmadan önce minik bir masal anlat ve gökyüzüne bırak sözcükleri. bilmiyorsan masal uydur, pek çaktırmazsan sorun olmayacaktır. anlattığın masalı dünya üzerindeki tüm uyumadan önce gözlerini kapattıklarında birşeyler duymak isteyen çocuklara gönder. sıcak olsun. demeki nasıl olur bu sen gönder ben biliyorum rüzgar götürecek ve fısıldayacak kulaklarına çocukların. (:
cüzdan taşımayı sevmiyorum, arka cepte hele hiç! eskiden olurdu cebimde kırışmış paralar ama şimdi itina ile cüzdana konuluyor sanki saygı duyuyormuşumda paraya.. saygı duyulan emek olmalı para değil, aç gözler doymadıkça emek ucuz ekmekse pahalı olmaya devam etmiyor mu?
benim bir kuşum var. muhabbet kuşu. ismi duman. bilen bilir biraz manyak bir kuştur bembeyaz. şuan farkettimki blogumda ondan hiç bahsetmedim. olurda birgün kuşlarda okuma yazma öğrenir bloga girer kendinden hiç bahsetmediğimi görür ve beni gagalar diye söylüyorum. severim seni dumancık.
merak edersen resmini atarım ;)
bu aralar hiç param yok. cebinde çok az parayla dolaşmak ne kadar güzelmiş, kendimi daha bir özgür hissettim. bikaç gün içinde bir fotoğraf ekleyeceğim. benim için anlamı büyük.
birde beni tanıyıp tanımaman önemli değil biliyormusun, eğer hayallerin varsa büyük yada küçük farketmez, yaşama başka bir açıdan bakıyorsan en azından deniyorsan, duvarların içinde değilde hiç değilse arasında olmayı seçmişsen benle konuşabilirsin. ben dinlemeyi severim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder