doğamın bana öğrettikleriyle insanların banaa öğrettikleri artık birbirini tutmuyor.
her canlı yaşama hakkına, yaşamını sürdürme hakkına sahiptir değil mi? bu doğuştan elde edilen haklar aslında pek adil dağıtılmıyor. bazı haklar başkası tarafından yada doğa tarafından verilmez, insanlar onları kendileri almaları gerekir. gerek davranışlarıyla gerek düşünceleriyle. bir insan sırf kalbi yeterince karardı diye başka bir insanın yaşama hakkını çalabilir mi? belki okumuşsunuzdur meşhur "uçurma avcısı" kitabında 'baba' isimli karakter oğluna tek suçun çalmak olduğunu; yalan söylersen başkasının gerçeği elde etme hakkını çalacağını, insan öldürürsen başkasının yaşama hakkını çalacağını vb. ifadelerle durumu özetliyor. ve haklı buldum oldukça.
gel gelelim bazı insanların kalpleri gerçekten o kadar kararmış ki, kayda değer birşeyler göremiyorlar. ve onların yaşama hakkı varmı, veya bunu hak getire gerçekten hak ediyormu.
suçluyu kazarsan içinden insan çıkar. bu yüzdenmidirki birde insanı kazıp içine bakmak lazım gelir?
sorgulayan insanları gerçekten seviyorum, bazı insanlarsa düşünen bir insan gördüğünde kalıplaşmış "felsefe yapmak" sözünü kullanıyor ki bu ne kadar vahim bir halde olduğumuzun göstergesidir bence. çünkü insanlar düşünmüyor, çok fazla üretip sorgulamıyorlar. bu da onları en azından duvarların arasında olmak varken, duvarların içinde olmaya mahkum ediyor.
belki yolunuzu şaşırırda okursunuz diye;
-gözde kökal isimli sıra arkadaşımı acilen iyileşmeye, öksürüp tıksırmayı bırakmaya ve çöplerini çöp kutusuna atmaya davet ediyorum. meşhur sosyal paylaşım sitesinden kendisini bulup kınayın.
-gökçe, dün gece rüyamda seni saçları düz gördüm, ancak rengi değişikti, güzel olmamıştı. bugün saçlarını düzleştirmişsin, rengi aynı ve güzeldi. yakışmıştı. arkadaşların seni avatara benzetsede ben öyle düşünmedim, ancak öyle düşünmediğimi sana söylemedim.
-gökçe, dün gece rüyamda seni saçları düz gördüm, ancak rengi değişikti, güzel olmamıştı. bugün saçlarını düzleştirmişsin, rengi aynı ve güzeldi. yakışmıştı. arkadaşların seni avatara benzetsede ben öyle düşünmedim, ancak öyle düşünmediğimi sana söylemedim.
-orkun, daha az dolmuşa binmelisin. o dolmuşcu amcalar tekin değil.
-sidar, yaz geldi yürü artık. anca gidersin.
-dilay, yada coco mu desem acaba, blogun güzel ancak çok fazla renkli benim okurken gözlerim renklere takılıyor. gerçi buda güzel birşey, aslında bu benim başarılarının devamını dileme şeklimdi.
-yiit, sana söylemek istediğim bisürü bisürü şey var, kırılırsın siye söylemiyo değilim kırılmazsın benim laflarıma. ancak insanlarla olan ilişkilerini bi gözden geçir.
-safa, sen de bi uçurtmadır tutturdun. sana diyorum bu kadar boş vaktin olmasın. boş vakitler insanı uçurur.
-cankız, ehliyeti alınca o at çiftliğine gidelim.
-küba, geçen sene bu zamanları bi hatırlasana. metrodan eve giderken ne konuşuyorduk!
-marlis, yazı yazdığım defterimin ilk sayfasında blogundan bir şiirin, alıntısı ve ismin olduğunu biliyor musun?
*diğerleri beni takip etmeye devam edin / öyle bir kesim varmı hiç bilmiyorum ha :)
4 yorum:
ben varııım takip eden ben ben!!! sefa senn bu noktada ben de varım demen gerekiyo tamam mı :D beni yalnız bırakma
Tamam Küba(said'in deyişiyle .d) Ben hep burdayım canım :))
ne kadar boş vaktim olabilir bugün 9 sene önce ki oynadığığım tüfekleri buldum(boncuk atanlardan) ikiside bozukdu açtım ondan aldım ona taktım tekini tam hallettim sayılırdı vidanın teki yalama oldu yapsaydım o zamandan kalan sağlam bi hatıra olcakdı sabah yaptıklarımı da anlattım en azından oyunla geçmiyo zamanım senin gibi :P
saidim yiğidim aslanım :D cansın yahuu teşekkürler güzel sözlerin için bende takipteyim!bende bloğunun karanlık renklerinde içsel hesaplaşmalarımı buldum:d öperim çokça
Yorum Gönder