-
kar mı yağacak? yağsın. hava soğusun. güneş çeksin bir süre elini eteğini üzerimden. üşüyüm. pencereden karın yağışını izleyip sonsuz düşlerimde yol alayıım. soğukta daha güzel düşünebiliyorum, seviyorum soğuk havada bir kenara çekilip bir kitaba, bir dünyaya adım atmayı. bozuk mızıkam çıkarır mı yine bozuk sesler? bilmiyorum. camın başına gitmeden yine düşüneceğim camın dışında olanları, belki yine dayanamayacağım. en fazla dalabileceğim dersi çalışıp en fazla sürükleyen kitabı okumaya çalışacağım. istemiyorum ki ben kar yağınca burada olmak. hayatımda sadece bir defa yapabildim babamla kardan adam. buna da şükür. ancak isterdim olmak şöyle çok ağaç arasında beyaz olmuş heryer, belki küçük bir göl, belki ahşaptan bir ev küçük gölün kenarında küçücük ama sıcak. ve avcılar tarafından vurulmuş, kaçan tüm hayvanlar kaçıp o göl evine gelse. baksam onlara, yaralarını sarsam, beraber kızsak avcılara. çalsam onlara da mızıka. belki kapatırlar kulaklarını ayak(cık)larıyla (:
kar mı yağacak? yağsın. hava soğusun. güneş çeksin bir süre elini eteğini üzerimden. üşüyüm. pencereden karın yağışını izleyip sonsuz düşlerimde yol alayıım. soğukta daha güzel düşünebiliyorum, seviyorum soğuk havada bir kenara çekilip bir kitaba, bir dünyaya adım atmayı. bozuk mızıkam çıkarır mı yine bozuk sesler? bilmiyorum. camın başına gitmeden yine düşüneceğim camın dışında olanları, belki yine dayanamayacağım. en fazla dalabileceğim dersi çalışıp en fazla sürükleyen kitabı okumaya çalışacağım. istemiyorum ki ben kar yağınca burada olmak. hayatımda sadece bir defa yapabildim babamla kardan adam. buna da şükür. ancak isterdim olmak şöyle çok ağaç arasında beyaz olmuş heryer, belki küçük bir göl, belki ahşaptan bir ev küçük gölün kenarında küçücük ama sıcak. ve avcılar tarafından vurulmuş, kaçan tüm hayvanlar kaçıp o göl evine gelse. baksam onlara, yaralarını sarsam, beraber kızsak avcılara. çalsam onlara da mızıka. belki kapatırlar kulaklarını ayak(cık)larıyla (:
ASP / 08.12.2010 - Akşam ve nedenini bilmediğim için yazdığıım kelimeler
3 yorum:
hayal etmeye başla. eymiri seçtim. niye diye sorma, ben yazıyorum ben seçtim. hayal etmek zorundasın:)
eymire gelene kadar yolda gördük zaten, gelin gibi her taraf, bembeyaz bir kraliçe. bütün genç kızlar özeniyor o gelinliğe hasetlerinden çatladı çatlayacaklar.
eymirdeyiz, ben fotoğraf çekiyorum,sen kardan adam yapıyorsun. aslında havuç getirmiştik ama ben yolda dayanamadım yedim tabi. çok güzel şey havuç. yerden bir izmarit bulup hokkacık bir burun yaratıyorsun. tüm doğa aşkına rağmen o an o izmariti yerde bulduğun için mutlu oldun saklamaya çalışma boşuna:)
sonra bir yerlerden bir çay bulup elinin donmuşluğunu çözüyorsun ve kalem çıkarıp yazmaya başlıyorsun.
acaba o an ne yazıyorsun?
enee, bak tavşan geçti!
(= tavşanada bikaç havuç bıraksaydın keşkem deyip kağıda döndüğümde, yazarımki o zaman;
eymir donmuş hafiften, zaten en güzeli de bu.
eymirin içinde yaşayanlar, bilir kışı geçirmenin yolunu.
kardan adam biraz yamuk oldu bu sefer ama olsun. çek fotoğrafını izmarit burunlunun. yediğin havuçlar yüzünden seni havuç sanıp gelen tavşan nerden bilsin ki onu görmenin nedeni yediğin havucun daha iyi görmene yardımcı olmasıdır.
eymir soğuk kışın. kış donmuş bir gölün altını görebilmek gibi heyecanlı ve soğuk. soğuk makinenin objektifine yansıyanlar kadar güzel / fotoğraflarla yazmak kadar heyecanlı.
haydi soğutma sen de çayını (=
Yorum Gönder