10 Aralık 2010 Cuma

nehiryeli'ni seyrettiğim akşam

yazıyorum çünkü sıkıldım. 9 gün tembelleşen bedenim bir hafta boyunca denedi alışmayı dinlemeye, öğrenmeye, çalışmaya. iyi oldu çooook çalışmayı sevmedim ama çalışmayı sevdim hep (yani hep denilebilir). yeni birşeylere başlamak fikrinin zihnimde şekillendiği günlerdeyim bu sıralar.gelecek günlerde paylaşacağım belki. ama bugün yağmur yağdı. iyiki de yağdı. okuldaki danışman hocamız -murat hoca- birşeyler anlattı bugün, evliliğinin gelişim sürecini ve üniversitede 5 yıl beraber olduğu insanın onu nasıl alldattığını. şaşırmadım ki. evlerinin eşyalarını bile almaya başlamışmış murat hoca halbuki, kendi aralarında nişanlılarmış birde. murat hocanın kız arkadaşını önerdiği işe kabul edilen kız öğrencisiyle birlikte olmayı tercih etmiş. ama şaşırmadım, sınıftan dilay kendinden birşeyler buldu bu hikayede, yüzünün derinliklerinde gördüm bulmuştu birşeyler, o da aldatılmış belliki uzun bir süre beraber olduğu biri tarafından. benim yorumum var. yazamıyorum sözcük bulamıyorum bulunca yazarım belki. ve kar yağacak yakında, daha önce hiç gitmediğim küçük bir kafeye tek başıma gideceğim, cam kenarındaki masaya oturup bir çay isteyeceğim. dışardan geçen insanları, yağan karı izleyeceğim. karşımdaki boş sandalyede oturan hayallerime gülümsemeyi de ihmal etmeyeceğim. 
nehiryeli benim balığım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder