bu bir oyun eleştirisi yazısı olmaktan uzak olmalı. çünkü ben oyun eleştirmeni değilim. fosforlu cevriyeden çıkınca günün anlam ve önemini belirten kelimeler "karı karıdır" mı olmalıydı evet aklımda bu kaldı. çünkü ben diye başlayıp birden çok kötü sözcük saymak istedim kendime ama yapmıyorum. gerçekten güzel oyunmuş şu "fosforlu cevriye" oyuncuları da oldukça başarılı. hele bir güllü müz var ki ne diyeyim. minik orkestranın eşliğinde izlediğim bu müzikal güzel anlar yaşamam sebep oldu. bana eşlik eden sidar, büşra ve dilay sizede teşekkürler.
bugün ilginçtir bir olay oldu. ben öyle ay gel öpüyüm sarılıyım olaylarını sevmem. gereksiz gelir bana ki annem bunu hep yapar. babam hiç yapmaz. tiyatroya götürürmsün dedim götürdü. çıkışta müsait olursan arayım mı dedim ara dedi. çıktığımda zaten gelmişti. eve geldik. huzurlu bir sürüştü. otama geldim bilgisayarımı açtım ve birde ne göreyim babam arkamdan gelip gel bi öpüyüm dedi. ses etmedim öptü gitti. genetik yakınlıktanmı bilmiyorum ama neden bunu yaptığını, neler hissettiğini ve düşündüğünü sanırım anlayabiliyorum. ilginç, sanırım yaşlanıyorlar.
marlis hanımın yazdığı yeni birşeyler bulamasam da bugünlerde, 1 başlığı altında yazmaya başladığım roman denemesinin temellerini zihnimde oturtmaya çalışıyorum, senaryosu olan varsa söylesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder